Uyanmak, işe gitmek, kahve içmek, verimli olmak hatta kimi zaman verimliymiş gibi görünmek…
Bu maddeler, çalışma hayatı içerisinde her sabah yaşanan büyük sınavların önde gelenleri. Kimi zaman aksiyonlar sabitken aktörler değişiyor. Kahve yerine çay içiyoruz. Otobüste değil metroda uyuyoruz. İşimize heves ile başlıyoruz ve mutlu çalışıyoruz.
Gün içerisindeki rutinlerimizin kalıpları çizilmiş. Ne yapacağımızı az çok biliyoruz ve küçük değişiklikler yapıyoruz. Reddedemeyeceğimiz gerçek ise bu rutine başlamak için uyanmak zorunda olduğumuz. Eğer uyanmazsak; çalışamayız, bilinç yarı kapalıyken çevremizdekilere günaydın diyemeyiz, dün kaçta uyuduğumuzu düşünmemize gerek kalmaz.
Uyanmak ise içinde dinamizm kadar miskinlik de barındıran bir eylem. Bir an ile güne keyifli başlamayı kaçırabiliriz. Veya “2 dakika daha.” diyerek istemediğiniz olaylara uyanabiliriz. Bizi bunlardan korumak için çalar saat ve alarmlar hayatımıza girdi. Uyku düşkünlüğüne karşı bizi koruyan fedai gibiler. Özellikle yalnız veya sabah bizi uyandırmaya nazımızın geçtiği biri ile yaşamıyorsak can yoldaşı gibi oluyor çalar saatler.
Dünya’nın çeşitli ülkelerindeki gönüllü akıllı telefon kullanıcıları tarafından oluşturulan bir özel tim ise sizin için çalar saatçilik görevini bir mobil uygulama ile kabul etti. Wakie, kullanıcılarını uyandırmak ekseniyle kurulmuş bir mobil sosyal ağ. Tıpkı alarm kuruyor gibi uyanmamız gereken saati uygulama üzerinde belirliyoruz. O an geldiğinde ise rastgele biri bizi arıyor ve uyanmamızı sağlıyor. Telefon görüşmeleri internet üzerinden yapılıyor ve 1 dakika sürüyor. Ardından çağrı otomatik olarak sonlanıyor. Bu sayede bir yabancıya uyku sersemi “Görüşürüz.” demek zorunda kalmıyoruz.
Şu an sadece Kanada, Birleşik Krallık, Hong Kong, Singapur ve Amerika Birleşik Devletlerinde yaşayan kişiler alarm kurabiliyor. Henüz Türkiye’de ve Dünya’nın pek çok ülkesinde hizmet bulunmuyor. Fakat bu durum bir yabancıyı neşeli ve eğlenceli bir güne başlatmamıza engel değil.
Görsel; Wakie.com