Dijital dünya diye bir ifadenin kelime haznemize girdiği dönemle beraber fobi lugatında teknolojiyle alakalı fobi türlerinin girdiğini gördük. Cep telefonunu kaybetme (“nomophobia”), telefona cevap verme (“telephonophobia”), bilgisayar (“cyberphobia”), uzaktan kumandayı kaybetme (“loremophobia”), teknoloji (“technophobia”), selfie çekme (“selfiephobia”) en genel geçerlilerinden.

Teknolojiden uzak herhangi bir fobiyi dijitalde deneyimlemek ne kadar mümkün peki? Multimedya sanatçısı Alec Maassen en yaygın fobilerden kapalı alanda kalma korkusunu seçerek bu soruyu cevaplayabiliyor. Ortaya çıkarttığı çalışmanın adı ise son derece sade: PHOBIA.

Onun sorguladığı esas mesele ise saatlerce zaman geçirdiğimiz ekranların yeri gelince bizde anksiyete, korku, huzursuzluk ve paranoya yaratma potansiyeli. Geriden yansıtmalı PVC projeksiyon ekranı kaplı bir odaya hazırladığı yerleştirme, söz konusu duyguları tetikleyen ve parlayan beyaz görsellerin elektronik seslerle dört duvara yansımasından oluşuyor. Bunun klostrofobik bir deneyim yaratabileceğini söyleyen sanatçıya göre hareket halindeki görseller bir süre sonra izleyiciyi kaçışı olmayan pis bir saykodelik bir yolculuğa davet edebiliyor.

UCLA Design Media Arts programında okuyan Maasen, bu çalışmayı bitirme projesi olarak hazırlamış.

Görseller: Vimeo