Tarih boyunca geliştirdiğimiz medeniyet, uygarlık ve Dünya baştan sonra bizim algımıza bağlı olarak şekilleniyor. Düşünce dünyamızda bulunan faktörlerin gerçek dünyaya yansımasıyla bilmediğimiz şeyleri anlamlandırıyoruz ve geliştiriyoruz. Hayal kurarak gerçekliği mümkün hale getiriyoruz.
Sinirbilimci ve Lottolab‘ın kurusu Beau Lotto, Future of Storytelling (Hikaye Anlatıcılığının Geleceği) için hazırladığı video analizle algının, zihinsel ve fiziksel yansımalarını ve dijital çağdaki etkilerini yorumladı. Tıpkı optik illüzyon gibi tarih boyunca gördüğümüz gerçekliği algılama yeteneğimizle birlikte hayatta kalabildik. Bir taş ve arkasında kalan gölgenin algılanmasını örnekleyen Lotto, bunun üzeri örtülmüş bir çukur da olabileceğini belirtiyor. O gölgeyi, çukuru algılayanlar çevresinden dolaşırken hayal edemeyip algılayamayanlar kendini çukurun içinde buldu.
Olaylar, fiziksel dünya ile zihin dünyamız arasında eş zamanlı olarak birbirine paralel gerçekleşiyor. İkisi aynı noktadan çıkarak farklı yansımalarda bulunuyor. Bu nedenle hayatımıza tarihe oranla pek yeni giren dijital dünyanın bilgi akışı bedene bağlı bir zihnin hareket alanından daha geniş. Bu noktada da insan bildirim ve veri akışı arasında kendine bir yer bulmaya çalışıyor.
Lotto’ya göre teknolojinin geleceği, dijital dünyanın fiziksel ile yer değiştirmesine önayak olmayacak. Teknolojinin getirdiği fark fiziksel dünyamıza yansıyarak artırılmış deneyimler sunacak. Fiziksel alanlar sadece o ana ait değil tecrübelerle ve insanlara ait olacak.
Görsel; Vimeo