2006’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden mezun olan Can Dağarslanı’nın fotoğraf çekmeye olan ilgisi mimarlık eğitimi süresince giderek artmış. Mimari eğitiminin obje-boşluk analizi yapabilmesinde etkili olduğu görülen Dağarslanı komposizyonlarını; boşluk algısı, perspektif ve bunun katmanları aracılığıyla kuruyor. Fotoğraflarında doğal ışığı ve objelerin rengini olduğu gibi kullanan sanatçı, kompozisyonlarla ve modellerin duruşlarıyla oynayarak fark yaratıyor. Mimari yapıların ve diğer çevresel unsurların geometrileri kompozisyonda anahtar rolünü üstlenirken modellerin duruşları bu çevresel unsurlardan etkileniyor.
Dağarslanı’nın fotoğrafları genel olarak; insan ilişkilerine, sosyal sınırların kırılganlığına, sevgiye ve kimlik konularına işaret ediyor. Dinginliğe yer bırakmayan hızlı yaşamlarımız, modern dünya düzeninin gölgesindeki günlük yaşamlarımızın kurbanı olan huzurumuz… Sakinliğin, dinginliğin yaşamı kolaylaştıran ve zenginleştiren bir kaynak olarak görülmesi imkansız mı? İnsanlar ve deneyimleri arasında güçlü bağlara bakarsak, dinginliğe ulaşmanın tek yolu yaşlanmak mı? Yaşamda huzurun pratik olarak var olup olmadığını sorgulayan Serenity (huzur) serisi Dessau’daki Bauhaus okulunda çekilmiş. Projenin başlangıç noktası, Dağarslanı’nın modeller ile Bauhaus’un kırmızı, mavi ve sarı renkleri arasında yaratmak isteği kontrast olmuş.
Görsel: Can Dağarslanı