Kristal Elma Future sahnesinde sanatsever bir yaklaşımla ortaya çıkan bir girişimcilik hikayesinin yaratıcılarını dinledik. Kahramanlarımız İmre Tezel (Başka Sinema Direktörü) ve Emin Alper (Yönetmen), hikayeleri ise birçok sinemaseverin ilgiyle takip ettiği “Başka Sinema“. Ben bu ekibi hep kalabalık bir kadro sanırdım, ya da başka bir iş kolunun uzantısı… Bugün öğrendim ki, sadece 2 kahramandan oluşan dev bir kadroymuş. Bağımsız filmlerin dağıtımcısı M3 Film ve Kariyo & Ababay Vakfı işbirliğiyle hayata geçirilen Başka Sinema’nın mottosu “Bize Her Gün Festival!“. Bugün 8 şehir ve 17 salonda bağımsız filmleri meraklı takipçileriyle buluşturuyorlar. “Festival filmi kitlesi” diye tabir edebileceğimiz, kendimi de içine dahil ettiğim bir grup insan olarak sayımız ne çok ne az, ne çok fazla… Hal böyle olunca da, büyük sinema salonu zincirleri bizim heyecanla beklediğimiz filmleri programına almıyor, bir taraftan biz de alışveriş merkezlerinde gösterilen sinemalarda kendimize uygun bir filmi pek bulamıyoruz. Başka Sinema sağolsun tam da burada devreye giriyor ve anlaşmalı salonlarında bizim için hazırladığı film seçkilerini sunuyor. Emin Alper: “‘Bağımsız filmler internete ne zaman düşecek?’ diye beklemeyin. Başka Sinema bu boşluğu doldurdu.” diye gönüllere su serpiyor.
https://www.youtube.com/watch?v=g1h-3qVQjfA
Sinemayla yakından ilgililer bilir, Dijital Sinema Paketi’nin (orjinal ismi Digital Cinema Package, DCT diye kısaltma halinde de kullanılır) ortaya çıkışıyla, sinema salonları 35mm’lik filmleri tercih etmez oldu, çünkü DCP teknolojisi belirli konularda sunduğu yüksek standardı ve yüksek güvenlik seviyesi nedeniyle daha öncelikli tercih edilmeye başlandı. Buna bir de bağımsız filmlerin sinema salonları tarafından kârsız bulunması eklenince, söz konusu filmlerin gösterimi oldukça kısıtlandı. Diğer yandan sinemacılara bakarsak, 2005’ten itibaren Kültür Bakanlığı’nın finansal katkısının da etkisiyle bağımsız sinema sayısında artış devam ediyor. İmre Tezel: “Başka Sinema olmasaydı, maalesef bağımsız filmlerin bazıları vizyona bile giremeyecekti. Başka Sinema sadece kendisi için değil, vizyona giren tüm bağımsız filmler için de tanıtım eforu harcıyor.” diyor.
Başka Sinema tüm bu güzelliklere ek olarak, bulunduğu her sinema salonunda kalıp halinde aynı seçkiyi izletmiyor, her sinema salonunun bulunduğu yere ve kitlesine özel düşünülmüş bir konsept, içerik ve afişler hazırlıyor. Bununla da kalmayıp kendi içinde de Başka Çarşamba gibi, birbirinden farklı sinema günleri de tasarlıyorlar.
Kahramanlarımız, konuşmalarını sonlandırırken bağımsız sinemaya kitle oluşturmak ve giderek daha çok sinema salonuna yayılmak için çalışmalarına bıkıp usanmadan devam edeceklerini söylüyor. Kendilerine koşup sarılmak isteyen sadece ben değilimdir diye düşünürken, soru-cevap kısmında soru soran herkes sözüne “Öncelikle sizi çok seviyoruz / Başka Sinema’nın takipçisiyiz” gibi cümlelerle başlıyor, içimden “Bu konuda yalnız değiliz” diye geçirip, mutlu oluyorum.
Görsel; Bigumigu