Neil deGrass Tyson alanında çok yetkin bir astrofizikçi ve bilim insanı. Fakat hakim olduğu konuları ifade edişindeki rahatlık ve en karmaşık bilimsel teorileri bile çocuğa anlatır gibi açıklayabilmesi, üstelik bunu yaparken müthiş eğlenceli bir dil kullanması onu bir popüler kültür kahramanı haline getirmiş durumda. Daha önce bir konuşmasını izlemediyseniz de şunun gibi GIF ve internet mimlerinden kendisine aşina olabilirsiniz.
SXSW Interactive 2014’ün 5 ana konuşmacısından biri olan Neil deGrass Tyson’ın konuşması,
Cosmos: A Space-Time Odyssey (Evren: Bir Uzay Serüveni) bilim-belgeselinin ilk yayınından hemen önce gerçekleşmesi açısından da ilgi çekiciydi. Cosmos, tüm dünyada aynı anda yayına giren gelmiş geçmiş en büyük yapım olma özelliğine desahip (170+ ülke, 200 kanal). Carl Sagan’ın 1980’lerde yaptığı Cosmos: A Personal Voyage (Evren: Kişisel Bir Yolculuk) belgeseline bir nevi devam niteliğinde çekilen yeni Cosmos’un yapımcılığını Seth MacFarlane ve Ann Druyan gerçekleştirmiş. Belgesel, bilimsel okuryazarlığı artırmak, özellikle gençlere ve çocuklara olmak üzere herkese etrafındaki şeylerle ilgili merak duyma ve bilgilenme isteği uyandırma amacı güden bir yapım. Tyson’ın sözleriyle “kamera önünde konuşan insanlarla yapılmış alışıldık belgesellerden değil, evreni önünüze getirecek ve size evrendeki yerinizi anlatacak bir seri”. Türkiye’de de geçen hafta National Geographic kanalında yayınlanmaya başlayanbelgeseli kaçırmamanızı öneririm.
Neil deGrass Tyson’la Scientific American dergisi editörü Christie Nicholson konuştu. Nicholson, Tyson’ın daha önce verdiği efsane bazı demeçleri tekrar duyabilmemiz için klasik konulara da girdi. Bunlardan belki en önemlisi bilimsel okuryazarlık (
scientific literacy). Tyson’a göre bilimsel okuryazarlık, etrafımızda olanları ne kadar merak ettiğimizden başka bir şey değil. Buna verdiği en güzel örnek de çocuklar. Tyson çocukların hepsinin doğal bilim insanı olduğunu söylüyor. Çocuklar sürekli keşfetmek ister, sürekli merak ederler; taşları kaldırır bakar, bir şeyleri kırarlar. Biz yetişkinler öyle değiliz.
Tam bu noktada söze giren Nicholson’ın kendi çocuğundan bahsetmesi üzerine Tyson tüm çocuklu ailelerin yaşadığı bir deneyim üzerinden güzel bir ders verdi. 2 yaş civarında bir çocuk günün birinde mutlaka mutfakta tencere tavaları yere koyup bulduğu kaşıklarla onlara vurmaya başlayacaktır. Bu noktada sakın ha o çocuğu engellemeyin diyor Tyson. Çünkü çocuk bu şekilde akustiği keşfediyor! Metal nasıl ses çıkarır, tahta nasıl ses çıkarır böyle öğreniyor çocuklar. Bu minicik örnek, benim gibi 2 yaş civarı çocuğu olanlar için önemli bir ders içeriyor. Doğuştan kaşif olan çocukların merak duygusunu canlı tutmak bir ebeveynin yapabileceği en doğru şey olur sanırım.
Neil deGrass Tyson, Late Night with Seth Meyers’ta Cosmos’u anlatıyor:
https://www.youtube.com/watch?v=TaIyCT1K1ME
Yumurta örneği daha da komikti, tabii tüm bu örnekleri asıl komik yapan, Tyson’ın mükemmel hitabet gücü. Adeta bir komedyen gibi seyircisini etkisi altına alabiliyor Tyson. Bir çocuk eline ilk defa yumurta aldığında onu boşu boşuna uyarmayın, bırakın düşürsün ve kırsın yumurtayı diyor Tyson. Böylece bir şeyin sert ama dayanıksız olabileceğini ilk defa görür çocuk ve çok şaşırır. İşte size 40 kuruşa bilimsel deney.
Bilime ve bilimselliğe bu kadar düşkün bir insanın çocuk yetiştirirken kimi hurafelerin de ihmal edilmemesini söylemesi -Nicholson’ın bir sorusu üzerine- ayrıca ilginçti. Tyson, çocukluğun kendi dünyasında kimi mitlerin olmasının gerekli olduğunu söylüyor. Kendi çocuğu ilk süt dişini düşürdüğünde “diş perisi” masalını çocuğa aktarıp aktarmama konusunda tereddüte düşmüş Tyson. Sonunda şöyle bir karar vermiş; çocuğuna demiş ki “duyduğuma göre dişini akşam yastığının altına koyarsan diş perisi adı verilen biri gece onu parayla değiştiriyormuş”. Çocuk tabii ki çok heyecanlanıp gece dişini yastığının altına koymuş ve sabah neşe içinde parayı bulunca babasına koşmuş ve “baba, doğru söylemişsin, diş perisi varmış!” demiş. Tyson’ın yanıtı: “ben diş perisinin var olduğunu söylemedim ki?” olmuş. İçine kurt düşen çocuk, konuyu araştırmaya karar vermiş. Sonradan öğrenmişler ki, çocuk okulda dişi çıkmakta olan bir arkadaşına “sakın evdeki büyüklere bahsetme bundan, gece dişini koy yastık altına” demiş. Bu şekilde diş perisinin aslında ebeveynler olduğunu kendileri öğrenmişler.
Tyson, Nicholson’ın isteği üzerine görselleştirerek anlatmaya örnek vermek için eline bir yerküre balonu alıp iki seyirciyi çağırarak onlara kürenin boyutuna oranla ayın dünyanın neresinde durması gerektiğini sorması konuşmanın eğlenceli anlarındandı. Seyirci ayı dünyanın yanında tutunca Tyson’ın alametifarikalarından biri olan hayalkırıklığı ifadesine bakın:
Bu ölçeğe göre ayın gerçek konumunu anlatmak için Tyson ay maketini tutan gençten metrelerce geriye yürümesini istedi ve esprili ama hiddetli tonuyla ekledi: “ders kitapları ay ve dünyayı aynı sayfaya basabilsin diye yıllarca böyle kandırıldınız işte!”.
Konuşmadan bazı Neil deGrass Tyson özlü sözleri:
- “Neyin gerçek olup, neyin olmadığını tercih edemezsiniz.” (You can’t just choose what is true and what isn’t.)
- “Evrenle ilgili etkilenebileceğiniz öyle çok şey var ki. Benim istediğim, etkileyici olmayanlarla dikkatinizin dağılmaması.” (There’s so much to be impressed with in the universe. I don’t want you to be distracted by things in the universe that are not.)
- “Bilimsel okuryazar olmak, başkası palavracı olduğunda bunu bilmektir.” (To be scientifically literate is to know when someone else is full of bologna sandwich.)
- “Eğer 21. yüzyıla rekabetçi olarak girmek istiyorsak, sadece rekabetçi olacağımıza inanmamız bizi rekabetçi yapmayacaktır..” “(If we’re trying to go into the 21st century and be competitive, we can’t just believe we’ll be competitive.)
Son olarak, TIME dergisinin bir röportajda kendisine sorduğu “Evrenle ilgili en etkileyici gerçek nedir sizce?” sorusuna Dr. Neil deGrasse Tyson’ın verdiği yanıtla yazıyı bitireyim.