Fransa’nın en büyük markalarından olan market zinciri Monoprix, bu yıl 85 yılını kutluyor. Marka klasik tarih iletişimi yapmak yerine müşterileriyle duygusal bir bağ kurmayı ve hayatlarındaki yerini hatırlatmayı seçmiş. Bunu da reklam ajansı Rosapark tarafından hazırlanan, çocukluk aşkına dair tatlı mı tatlı bir filmle yapmış.
Filme geçmeden önce markaya dair bir not düşmemiz gerek. Monoprix’in en önemli özelliklerinden biri kendi markalarının ambalajları. Fransızlar tarafından çok bilinen bu ambalajlar, ürüne dair sevimli ve komik laf oyunları içeriyor. Tercüme etmeye çalıştım ama çok mümkün olmadı. Genelde iki kelime arası ses benzerliğini kullanan tatlı cümleler diyerek özet geçeyim. Bu ambalajlar Fransızlar arasında çok meşhur, hatta oradaki lafları emojiye çeviren bir uygulama bile var. Filmimiz de Monoprix’nin kendine has, görenin hemen markayla ilinti kuracağı ambalajlarını öne çıkarıyor.
Film, 4 buçuk dakikalık bir kısa film. Çocukluğa, çocukluk aşkının masumiyetine doğru nostaljik bir yolculuk adeta. Herkesin az çok kendini bulabileceği bir şeyler var. Uzaktan beğendiğin kızı kesmeler, onun ilgisini çekme çabaları, fark edilememe, ulaşamama… Filmimizin ana kahramanı, tatlış bir çocuk. Bir kıza abayı fena şekilde yakmış ve hislerini Monoprix ambalajlarındaki komik cümleleri kesip kızın dolabına bırakarak anlatmaya çalışıyor. Tanıdık gelmiştir bazılarınıza, değil mi? Tabii ya! Hani o, e’leri ambalajdan kesip kıza “seni seviyorum” yazan liseli çocuğun olduğu Nestle filmi… 90’lar gençliği hemen hatırlayacaktır (göz kırpan emoji).
Bizim tatlı çocuk kıza açılamıyor, not üstüne not bırakıyor ama yok, bir türlü ona ulaşamıyor. Kız notları bulukça mutlu oluyor ama kimden bilmiyor. Derken yaz tatili geliyor ve yollar bir süreliğine ayrılıyor. Yaz dönüşü ise kız yok, evden taşınmışlar… İlk aşk derken, ilk hüsranını yaşıyor çocukcağız. Ve seneler geçiyor.
Sonrasını anlatmayalım, filmin o tatlı büyüsü bozulmasın ama gerçekten o kadar güzel bir film ki… Bağlandığı yer de güzel tabii, 85 yıldır Monoprix’nin insanların hayatındaki yerini güzel ve tatlı bir şekide anlatmış.
Yayınlanır yayınlanmaz 5.6 milyon izleyiciye ulaşan film, sosyal medyada LaitDroleLaVie etiketinde yer alıyor. Bu etiket de bir laf oyunu tabii, açıklamaya çalışalım: “C’est Drole La Vie” “Hayat Tuhaf” gibi bir anlam içeriyor. Süt anlamına gelen “Lait” ise “C’est” kelimesiyle kafiyeli, biri se, diğeri le diye okunuyor. “Lait Drole La Vie” aslında manasız bir cümle ama kafiyeden ötürü, neye gönderme olduğu hemen anlaşılıyor tabii, süt ambalajında da bir komiklik, bir şirinlik. Bu tarz şeyler işte Monoprix’nin şakalı ambalajları… Ne kadar zormuş bir laf oyununu çevirmek. Neyse… denemedi demezsiniz.
Künye:
Reklamveren: Monoprix
Reklam Ajansı: Rosapark, Paris
Sanat Yönetmeni: Cerise Leclerc
Reklam Yazarı: Louise Mussot
Genel Müdür / Stratejik Planlama: Sacha Lacroix
Yaratımdan Sorumlu Kurucu Ortak: Gilles Fichteberg, Jean-François Sacco
Stratejiden Sorumlu Kurucu Ortak: Jean-Patrick Chiquiar
Stratejik Planlama: Alexandre Ribichesu
Müşteri Direktörü: Berangere Puch
Müşteri Yöneticisi: Quentin Barbaray
Sanat Satın Alma: Louise Bertin
Baskı Yapım: Justine Dudognon
Sosyal Medya Yöneticisi: Clementine Roux
CRM Yöneticisi: Marie Abadie
Reklam Yazarı: Yara Dalens
Sanat Yönetmeni: Bénédicte Morin
Post Prodüksiyon: Mathematic
Yapım Evi: Insurrection
Yönetmen: Thirty Two
Ses: Schmooze
Görsel: YouTube