Fotoğrafçı Edu Monteiro, 2010 boyunca sürdürdüğü Autorretrato Sensorial (duyusal otoportreler) başlıklı sarsıcı ve göz tırmalayan otoportreleriyle çeşitli maskelerin ardına gizleniyor. Monteiro’nun fotoğraflarında; sigaralar, tüyler, kum, oyuncaklar, yapraklar, bağırsaklar veya bir ahtapot maske görevini üstlenebiliyor.
Monteiro, en kötü deneyiminin kumlu maske olduğunu belirtmiş. Kafası kuma gömülürken çıkan sesi ölümün sesine benzetmiş. Bence bir de zavallı ahtapota veya bağırsakların sahibi olan canlıya sormak lazım en kötü deneyimi! En iyi hissettiği maske ise kızının peluş oyuncaklarıyla yarattığı maske imiş. Peluş maskeyi, bir tür çocukluk kutlaması olarak nitelendiriyor.
Tüm bu maskelerle Monteiro, kendi izleyicisiyle bağlantı kurmayı ve duygusal bir tepki almayı hedefliyor. “Aynaya bakan birer Medusa olarak kendimizi fotoğrafçının imgelerinde tanıdığımızda taşlaşırız.” şeklinde bu hedefini açıklıyor.
Görsel: flickr