Savaş sonrası dönemde ekonomik olarak yıpranmış ancak geleceğe dair radikal sorular sormaya yönelik güçlü bir arzuya sahip olan Avrupa, avangart sanatın gelişimi için verimli bir zemin oluşturuyordu. 20. yüzyılın ikinci yarısında bu ortam, birçok ünlü ismin doğmasına olanak sağladıysa da onların eserleri buzdağının yalnızca görünen kısmını temsil ediyor. Geri kalan kısmı yüzeye çıkarmak ve dijital dünyaya taşımak, Forgotten Heritage (Unutulmuş Miras) projesinin son yıllarda yoğunlaştığı temel hedef oldu.
Forgotten Heritage; Polonya, Belçika, Hırvatistan, Estonya ve Almanya’daki kültürel kurumlar arasında gerçekleşen iş birliğiyle ve Creative Europe desteğiyle hayata geçirilmiş. Proje, bugüne dek doğru şekilde korunmamış ve erişime sunulmamış pek çok avangart Avrupa sanat eserini dijital bir veritabanı aracılığıyla kamuoyuna sunuyor. Bu eserler arasında hâlâ cesur, şaşırtıcı ve hatta alışılmadık derecede tuhaf olanlar var.
Forgotten Heritage, yalnızca geçmişi belgelemenin ötesine geçerek, avangardın farklı seslerini bugünün dijital kültür ortamına taşımayı ve Avrupa sanat tarihine daha kapsayıcı bir perspektif sunmayı amaçlıyor.
Haberdeki görselleri tıklayarak, eserlerle ilgili arşivdeki açıklamalara erişebilirsiniz.
Avrupa avangardının kayıp katmanları
İnteraktif bir yapıda olan Forgotten Heritage, 1945 sonrası dönemde Avrupa’da faaliyet göstermiş, ancak hak ettiği ilgiyi görememiş avangart sanatçılara odaklanıyor. Platform, zamanla daha fazla ülkeye ait örnekleri bünyesine katmayı hedefliyor. Sanatçıların arasında hala aktif olanlar var ve çalışmaları günümüze kadar uzanıyor.
Bu ücretsiz görsel kaynak, yıllar süren bir çalışma sonucunda dört uluslararası kültür kurumu tarafından oluşturuldu: Varşova’daki Arton Vakfı, Zagreb’deki Fotoğraf Vakfı, Tallinn’deki Kumu Sanat Müzesi ve Brüksel’deki Luca Sanat Okulu.
Forgotten Heritage’ın misyonu, görünmeyeni görünür kılmak
“Bu projenin amacı, ana akımın dışında kalan sanat eserlerini daha erişilebilir ve görünür hale getirmek,” diyor Arton Vakfı sözcüsü Marika Kuźmicz. “Odak noktamız, bir şekilde unutulmuş sanatçılar, galeriler ve hareketler oldu. Resmî kurumların söyleminde yer bulamayan ancak büyük değere sahip olan, özel atölyelerde ‘saklı’ kalmış arşivleri dijitalleştirerek görünür kılmaya çalıştık.”
Forgotten Heritage platformunda yer alan sanatçılar arasında, otoportreleri ve deneysel kamera çalışmalarıyla tanınan Polonyalı sanatçı Jolanta Marcolla; sürrealizmden Art Deco’ya uzanan grafik üslubuyla dikkat çeken Estonyalı sanatçı Leonhard Lapin; ve Estonya’nın kinetik ve ses temelli sanatının öncülerinden biri olan Kaarel Kurismaa yer alıyor.
Kullanıcılar, sanatçıları yalnızca isimlerine göre değil, aynı zamanda kullandıkları tekniklere göre (örneğin asamblaj, serigrafi, performans…), bağlı oldukları kurumlara göre (galerileri, üniversite…), ya da sanatçılar arasındaki ilişkileri görselleştiren kapsamlı ve filtrelenebilir bir ağ aracılığıyla da inceleyebiliyor.
%40’ı daha önce çevrim içi olarak hiç paylaşılmamış
Forgotten Heritage projesi kapsamında yürütülen çalışmalarda kullanılan tüm materyaller, sanatçıların özel arşivlerinden ve kurumsal koleksiyonlardan derlenmiş. Arton Vakfı’ndan Marika Kuźmicz’in tahminine göre, dijital ortama aktarılan eserlerin yaklaşık %40’ı daha önce çevrim içi olarak hiç paylaşılmamış. Bu grubun büyük bir kısmını ise Belçika ve Estonya’dan sanatçılar oluşturuyor. Marika’nın belirttiğine göre, bu arşivlerin gün yüzüne çıkarılması araştırma ekibi için de öğretici bir süreç olmuş.
Manşet görseli: Wojciech Bruszewski, Visuality, 1980 – Forgotten Heritage
Video Oyun Tarihi Vakfı, 30.000 Oyun Materyalini Ücretsiz Olarak İnternete Açtı
On Bini Aşkın Telifsiz Görsel “Public Domain Image Archive” ile Kullanıma Açıldı
Moby İsteyen Herkesin İstediği Gibi Projelerinde Kullanabileceği 500 Parça Yayınladı