Cannes Lions’un son günü, yine birbirinden ilginç konu ve konuklara ev sahipliği yaptı. Pek çok farklı gündem maddesinin ele alındığı oturumların en çarpıcı olanlarından biri de MeToo hareketine ve bunun güzellik yarışması Miss America üzerindeki yansımalarına değinen “Redefining Miss America in the Age of #MeToo” paneliydi. Kadın olmak, cinsel taciz, cinsiyetçilik gibi başlıklara eğilen panel; şahsi olarak benim bugüne kadar izlediğim Cannes Lions oturumları içerisinde en heyecan verici bulduğum sohbet oldu.
Oturumun konusu “kadın” olunca, konuklar da kadınlardı doğal olarak. Birbirinden ilham verici, üç güçlü ve vizyoner üç kadının yer aldığı panel; günümüzde yükselen kadın hareketinin Miss America markası üzerinden topluma nasıl taşındığını, bir şeyleri nasıl dönüştürdüğünü ele aldı. The New York Times Yönetici Başkan Yardımcısı Meredith Kopit Levien‘in moderatörlüğündeki panele gazeteci ve yazar Gretchen Carlson ile Y&R North America Yetkili Yaratıcı Yönetmeni Leslie Sims konuk oldu.
1988 yılında Miss America seçilen Gretchen Carlson, sadece bir güzellik kraliçesi değil. Aynı zamanda bir avukat ve gazeteci. #MeToo hareketinin de tetikleyicilerinden biri. 1996 yılında Fox haber yönetim kurulu başkanı Roger Ailes’e karşı açtığı cinsel taciz davası ile pek çok kadının uzun zamandır sessizliğini koruduğu bir konuyu gündeme getiren isim. Bunun sonrasında patlayan Harvey Weinstein fırtınası ve ardından gelen yaprak dökümü ile iş; bireysel taciz açıklamalarından çıkıp #MeToo çatısı altında kitlesel bir harekete dönüştü.
Carlson, 5 sene boyunca Miss America yönetim kurulunda çalıştıktan sonra istifa ediyor. Ancak, Ocak ayında Miss America başkanlığına getiriliyor, tüm kadro kadınlardan oluşacak şekilde yenileniyor ve dönüşüm başlıyor.
Bu dönüşümün bir sonucu Y&R ile iş birliği. Leslie Sims Miss America için çalışma önerisi getirildiğinde buna önce burun kıvırıyor. O dönem kadın yürüyüşlerinin başladığı, #MeToo hareketinin yükselişte olduğu bir dönem. Ve böyle bir zamanda, bir güzellik yarışması fikri ilgisini çekmiyor. Ancak fikri değişiyor. Bunun sebeplerinden biri Miss America’nın artık kadınların yönetiminde olması. Özellikle de fırtınayı başlatan isimlerden biri olan Gretchen Carlson’un orada olması Sims’i ikna ediyor.
Sims’in gördüğü bir başka nokta ise Miss America hakkında çok da bilinmeyen bir gerçek. Güzellik yarışması denilince aklımıza hep kadının objeleştirilmesi gibi şeyler geliyor. Oysa Amerika’da iki farklı güzellik yarışması var. Trump’ın yönetimindeki Miss USA ve Carlson’lu Miss America. Bu iki markanın duruşu tamamen farklı. Bir yanda, bikinileri daha da küçültmek isteyen Trump’lı Miss USA yarışması var. Bildik anlamdaki güzellik yarışması bu. Fiziksel güzelliğe odaklı, kadını sadece güzelliğiyle var eden bir eğlence. Miss America ise yetenek kısmına büyük önem veren ve yarışma sonrasında seçilen genç kadının farkındalık çalışmalarından sunumlara, sosyal sorumluluk projelerinden gönüllülüğe pek çok alanda çalıştığı bir formata sahip. Aynı zamanda ABD’nin genç kadınlar için burs sağlayan en büyük kuruluşlarından da biri.
Sims, Miss America ve Miss USA arasındaki marka karmaşasını görünce ve Miss America’nın derinliği hakkında toplumun çok da bir şey bilmediğini fark edince, bir de üstüne yarışmanın katılımcıları ve yöneticilerinin zekasına, yaptıklarını görünce “Tamam” diyor ve kollar sıvanıyor. Yakında 100 yılını kutlayacak bir marka olan Miss America; Y&R ile masaya oturduğunda jürilerden formata, logodan yarışmanın yapısına her şeyi değiştirmeye hazır.
Artık Bikini Bölümü Yok
Bu iş birliğinin sonucunda yeni yönetim, yarışmayı bambaşka bir yere taşıyor. İlk adım, yarışmadan bikini/mayo kısmının oy birliğiyle kaldırıldığını duyurmak oluyor. Yarışmanın farklı vücut tiplerinden ve alışıldık güzellik yarışması standartlarının dışından kadınları da kapsaması için çalışmalar başlıyor. Gece kıyafeti bölümü hala var, ama burada kadınlar istedikleri, rahat ettikleri kıyafetleri giymekte artık özgür. Dileyen pantolon, dileyen gece elbisesi giyebiliyor ve bundan böyle o bölümde de görünümleri ile değil; duruşları ve söyledikleriyle değerlendirilecekler.
Bu büyük duyuru ABD ve dünya çapında çok ses getiriyor, farklı tepkiler uyandırıyor. Çoğunluğu olumlu olan bu tepkiler arasında genellikle erkeklerde bir hayal kırıklığı var. Gretchen Carlson, daha önce de bikini bölümünün aslında sadece 9 dakika sürdüğüne dikkat çekerken; kadınların bedenleri yerine yetenek ve zekalarının ortaya konmasını ilgi çekici bir içerik olarak görmeyen erkeklerin söylemlerini cinsiyetçi bulduğunu belirtiyor. Bunun yanı sıra, yarışmanın senelerce kadını metalaştıran bir şey olarak eleştirildikten sonra böyle radikal bir değişim yapıldığında yine eleştirilmesindeki tutarsızlığa da dikkat çekiyor.
Yetenek Bölümü Öne Çıkacak
Yarışmada alınan puanların %50’sini oluşturan yetenek kısmının daha çok öne çıkarılması da gündemde. Çocukluğunda çok yetenekli bir kemancı olan Gretchen Carlson, kendisi de Miss America’ya aslında sadece yetenek bölümü yüzünden, annesinin ısrarlarıyla katıldığını anlatıyor. Orada kazandığı para sayesinde Stanford Üniversitesi’ndeki son senesini ödeyebildiğini de belirtiyor. Bu ve bunun gibi hikayelerin duyurulması yeni Miss America için önem taşıyor. Yetenek kısmının sadece TV’de kolayca gösterilen performans sanatlarını değil; farklı yetenekleri de kapsaması için ne yapılabileceği de konuşuluyor. Robotikle uğraşan, uçak uçuran veya bir amaç uğruna kısa sürede büyük fon toplayan genç kadınların yeteneklerini TV aracılığıyla nasıl aktarılacağı hakkında beyin fırtınaları devam ediyor.
İlgi çekici pek çok konuya değinen bu sohbetin en çarpıcı söylemlerinden biri de Carlson’un güzel kadınlar hakkındaki toplum algısına dair söyledikleri. Bir kadın başarılı, zeki, eğlenceli veya hırslıysa; bunların yanında bir de güzelse toplumun burada bir problem olduğunu düşündüğünü söylüyor. “Güzel kadınlar zeki olmaz” söylemi hepimize tanıdık gelecektir zaten. Fiziksel olarak fit olmaya, sağlıklı bir görünüme yine önem vermelerine rağmen yarışmanın odağını tek boyutlu bir güzellikten bir kadının yetenekleri ve zekasıyla sahip olduğu güzelliğe çeviren Carlson; hem iç, hem dış güzelliği kutladıklarını belirtiyor. “Özgüvenini sana veren şey her neyse, kendini nasıl rahat hissediyorsan, kim olmak istiyorsan öyle gel” diyerek yarışmanın kapılarını çok daha büyük bir genç kadın kitlesine açıyor. Yetenekli ve eğitimini karşılamak isteyen ama 90-60-90 vücut ölçülerinde olmayan bir kadının da artık Miss America programına katılabileceğinin altını çiziyor.
Sims ve Carlson’un üzerinde durdukları bir başka konu ise kelime seçimleri. Artık katılımcılardan; yarışmacı değil; aday diye bahsediyorlar. Zira bunun bir iş, bir fırsat olduğunu ve katılanların aslında “aday” olduklarını söylüyorlar. Güzellik yarışması (Pageant) yerine ise “yarışma” (competition) sözcüğünü öneriyorlar.
Önümüzdeki Eylül ayında ilk kez yayınlanacak Miss America 2.0; Carlson ve ekibi için büyük önem taşıyor. O yayının başarısı yeni yönetimin vizyonunun devam edip edemeyeceğinin de göstergesi olacak. Ancak Carlson, kendine güveniyor. TV yapımcılarıyla görüşmelerin sürdüğünü, 30 yıl önce ABD’nin en yüksek reytingli şovlarından olan Miss America’nın Amerika’yı yine bir araya getireceğine inanıyor. Yarışmayı neden tamamen kaldırmadığı sorulduğunda ise markanın altındaki derinliği ve kadınlar için yapabileceklerini anlatıyor.
#MeToo Hareketinin Etkileri
#MeToo hareketinin yarışmaya yansımaları sorulduğunda ise Sims, bu hareket ile kadınların talep ettiği değişimi yarışmanın birebir gösterdiğini anlatıyor. Miss USA yarışmasının da #MeToo’ya yer vermeye çalıştığını ama bunu yanlış bir şekilde el aldığını söylüyor. Oradaki katılımcılara kendi taciz hikayeleri sorulduktan hemen sonra bikini bölümüne geçilmesinde bir ironi görüyor. Miss America ise #MeToo hareketine bu şekilde yer vermek yerine hareketi ileri taşımayı amaçlıyor. Kadınlara geçmişlerindeki acı hikayeleri anlattırmak ve geçmişe takılmak yerine yarışma hareketin mesajını aldığını gösteren bir duruşla, kendisini dönüştürerek geleceğe ve değişime odaklanıyor. Kadınlara ve kızlara yeni dünyanın güçlü kadınlarından rol modeller sunmayı amaçlıyor. Bu doğrultuda Y&R’ın yeni konumlaması da son derece anlamlı: “Preparing great women for the world and preparing the world for great women.” (Harika kadınları dünya için hazırlamak ve dünyayı harika kadınlara hazırlamak.)
Carlson ise son olarak #MeToo hareketine ve hareket içerisinde kendi rolüne değiniyor. Dava süreci başladığında kendini yalnız hisseden Carlson, davayı açtıktan sonra ne olacağını ön görmediğini belirtiyor. Ardı ardına gelen açıklamalarla bunu tek yaşayanın kendisi olmadığını, bunun bir salgın olduğunu gördüğünü aktarıyor. Daha önce üstü örtülen vakaların, hayatlarına devam eden tacizcilerin nihayet bir sonuca ulaşmasının kadınlara güç verdiğine inanıyor. Bu nedenle konu hakkındaki çalışmalarına devam ediyor. Şu anda insanların kamuya açık davalar açmalarını engelleyen şirket sözleşmelerindeki “arbitration clause”un en azından cinsel taciz konu olduğunda geçersiz sayılmasını ön gören bir düzenlemeyi sunmuş. Bu yasa geçerse bu tip konuların ört bas edilmesi ve kurbanların işten çıkarılması engellenmiş olacak. Ayrıca taciz konusunda caydırıcı bir etki yapacağı da muhakkak.
Carlson’un konuşmanın sonunda söylediği bir söz bir erkek çocuk annesi olarak beni çok etkiledi. Miss America için sponsorluk bulma çalışmalarına devam edeceğini belirten Carlson, #MeToo hareketi içinse yapılacak en önemli şeyin oğullarımızı nasıl yetiştirdiğimize bakmak olduğunu anlatıyor. Çünkü kızlarımızı güçlendirmekten belki de daha önemli olan şey oğullarımızı en başından beri kadınlara saygı duyacak şekilde yetiştirmek, onlara bu konuda güç vermek.
Siz de benim gibi güzellik yarışmalarına burun kıvırıp, bu konudaki bir sohbetin bu kadar dolu bir içerik sunabileceğine inanmayanlardansanız; bu oturuma bir şans verin ve yakalayabiliyorsanız mutlaka seyredin derim.
In the first session of the final day of #CannesLions 2018, @GretchenCarlson shared her own personal story of the #metoo movement. Inspirational and moving. pic.twitter.com/0WI1ERYlHM
— Cannes Lions (@Cannes_Lions) June 22, 2018
Proud to have participated in @Cannes_Lions discussion today about @MissAmericaOrg in the #MeToo era w/ @leslieksims @YoungRubicam & @meredith_levien @NYT – thank you! #missamerica #befierce #timesup #canneslions2018 #canneslion #young&rubicam #NYTimes #byebyebikini pic.twitter.com/pVgC3GYwKV
— Gretchen Carlson (@GretchenCarlson) June 22, 2018
As the @YoungRubicam session comes to an end at #CannesLions, @GretchenCarlson reveals what she thinks the biggest impact of #metoo might prove to be… pic.twitter.com/LeNP8viGzo
— Cannes Lions (@Cannes_Lions) June 22, 2018
On facing scrutiny for removing @MissAmericaOrg's swimsuit competition: “It is inherently sexist to suggest that focusing on the substance behind women will not be entertaining.” @gretchencarlson #MeTooAct2 #YRCANNES #CannesLions pic.twitter.com/atdBSS6Yky
— Young & Rubicam (@YoungRubicam) June 22, 2018
Görsel: Cannes Lions Canlı Yayın