Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Mimlerdeki anlam: Neden Çılgın GIF ve Videoları Seviyoruz? [SXSW 2014]

Mimlerdeki anlam: Neden Çılgın GIF ve Videoları Seviyoruz? [SXSW 2014]

Milyonlarca kedi, köpek, keçi ve Harlem Shake videosu izlediğimiz için beynimiz mi eriyor, yoksa bu saçmalıkları sevmemizin gerçekten mantıklı bir nedeni mi var?

Neden, ama neden bunun gibi saçmasapan videoları izlemeye doyamıyoruz?

Konuşmacı: Abigail Posner, Google’da Stratejik Planlama’nın başı.

Panel:
Memes w/ Meaning: Why We Love Crazy Gifs & Videos

Bir internet mimi, ne kadar absürd ve akıl dışıysa, o kadar çok rağbet görüyor. (
Will it blend‘i düşünün.) Hatta bazen saçmalık seviyesi o kadar yükselebiliyor ki, insan neredeyse bunları izlerken beyni eriyecek sanıyor. (Harlem Shake‘i düşünün.)

Posner’a göre bunları (normal bir sıklıkta tabii) izlememiz bizi aptal değil, tam tersine daha zeki yapıyor. Hatta mimlerden, resimlerden, komik videolardan oluşan bu yeni internet yaşam şeklini; Visual Web’i ne kadar kullanırsak, o kadar zeki olacağımızı söylüyor.

Posner, Visual Web’i anlatırken:

Bu sürecin yanısıra, çılgın içerikleri neden çok sevdiğimizi açıklamak için insan zekası, çocuklar ve nöronlardan bahsediyor.


Zekâ
Zekâ, yeni fikirler üretebilmek ve fikirler arasında yeni bağlantılar kurabilmemizdir. Ne kadar çok sayıda ve birbiriyle bağlantısı olmayan fikre maruz kalırsak, beynimizi o kadar çok çalıştırmak zorunda kalıyoruz. Bize özgü bir durum var yalnız: İnsan beyni bağlantı kurmadan çalışamıyor. Bağlantı kurmamaya odaklansa da, bunu yapamıyor. Sonuç; zekâ hep ileri gidiyor.


Çocuklar

Çocuklar, alâkasız fikirler ve objeler arasında serbest bağlantı kurmaya çok yatkın yaratıklar. Çocuk beynindeki sinapslar (nöron bağlantıları) yetişkinlere oranla çok hızlı çalışıyor ve sürekli çok sayıda bağlantı “ateşliyor.”


Biraz da o çılgın videoların tarzı olan garip yaratıcılığın kaynağını çocuk aklında arıyoruz. Onların normal insanlardan farkı var:

1. Çocuklar için dünya, hep yeni bir stimulus (uyaran) ile dolu. Görseller, objeler ve deneyimlerin yeniliği bitmiyor.

2. Çocuklar mantık kurallarına uygun ve lineer (doğrusal) düşünmüyorlar; çünkü bunu daha öğrenmediler! Bir olayın sırasını tersine çevirebilir, uyumsuz giysileri bir arada giymek isteyebilirler. Düz mantıktan azâdedirler.

3. En önemli madde ise şu: Diğer çocuklar hiçbir zaman “ne saçma bir fikir” demezler. Dğer çocuğu eleştirmezler, kaldırımdaki çöpleri onunla beraber ağızlarına doldururlar.


Çocuklar, kurulmamış bağlantılarla dolu adeta alternatif bir evrendeki kaşifler, en büyük deneyim avcılarıdır.

Mesela Posner’in kızı, bu bağıran keçi videolarına çok gülüyormuş

https://www.youtube.com/watch?v=wfpL6_0OBuA

Nöronlar

İşte visual web, bizi bu çocuksu ve kuralsız, her şeyin mümkün olduğu evrene geri götürüyor ve bizim nöronlarımızdaki synapsların da sürekli ateşlenmesini sağlıyor. “Bu da ne?” “Bununla ne alakası var?” “Alakasız ama garip/komik/şaşırtıcı olmuş, bunu sevdim!” der nöronlar. Posner buna, beyinde kurulan yeni bağlantıların adından hareketle, Synaptic Play diyor.


Yani kendi akıl sağlığımız için yapmamız gereken; rastgele uyaranların kafamızda birleşmelerine izin vermek. Yeni bağlantılar kurmak. Hem kafamızın içinde, hem dışında.

Buyrun Synaptic Play başlasın!

https://www.youtube.com/watch?v=B8J66Duf9zk