Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Çocuğunuzun Fotoğraflarını Paylaşırken Ne Yaptığınızı Bir Daha Düşünün

Çocuğunuzun Fotoğraflarını Paylaşırken Ne Yaptığınızı Bir Daha Düşünün

Çocukları cinsel istismardan korumak için çalışan Innocence in Danger; yeni filminde çocuğumuzun fotoğraflarını hiç düşünmeden paylaşmanın nasıl tehlikeler yaratabileceğini vurguluyor.

Innocence in Danger, çocukları cinsel istismardan korumak için çalışan bir sosyal sorumluluk kuruluşu. Daha önceki çalışmalarıyla çok konuşulan ve pek çok yaratıcı ödül alan kuruluşun son filmi, 7 Şubat Güvenli İnternet Günü için hazırlandı. Film; düşünmeden yapılan paylaşımların tehlikelerini vurgulayarak anne ve babaları bu konuda uyarıyor.

Berlin merkezli reklam ajansı Glow tarafından hazırlanan 50 saniyelik film, anne-babaların sosyal platformlardaki tipik davranışlarını gerçek hayata uyarlayarak gösteriyor. Bu sayede tehlikelerini düşünmeden koyduğumuz fotoğrafların ne anlama geldiğini göstermiş oluyor. Filmdeki anne, küçük kızıyla gurur duyan, heyecanlı bir anne. Kızının bikinili fotoğrafı elinde, sokakta herkese gösteriyor. Hatta yetmiyor, fotoğrafları direklere, duvarlara, panolara asıyor; sokakları kızıyla donatıyor. Yoldan geçenler kadının yaptığı karşısında şaşkınlık gösterirken filmin sonuna doğru, karanlık iki silüet fotoğrafa dokunuyor ve fotoğrafı yanlarına alıyor. Film rahatsız edici bir etkiyle biterken mesaj geliyor: “#ShareSmart” yani “Akıllıca Paylaş.”

Innocence in Danger genel müdürü Julia von Weiler, Almanya’daki bir çalışmaya göre 728.000 yetişkinin çevrimiçi olarak çocuklarla cinsel amaçlı iletişimde bulunduğunu söylüyor. Dolayısıyla fotoğrafların yanlış kişilere ulaşmasının gayet olası olduğunu vurguluyor. Çocuğumuzun fotoğrafı kötü niyetli insanların eline geçerse ne gibi tehlikeler doğabilir… İlk akla gelen pedofiller konusu. Bunu düşünmek bile hoş değil ama fotoğrafın yanında okul, isim, soyad gibi her tür bilginin verilmesi kaçırılma gibi başka tehlikeler de yaratabilir. Bunun dışında sanal zorbalık, kimlik hırsızlığı ve dolandırıcılık gibi başka kötü senaryolar da akla geliyor. Bir de tabii çocuğun kimliğini açık etmeme isteğine saygı durmamış oluyoruz. En basitinden sokakta iyi niyetli olsa da insanlar gelip çocuğunuzu tanıyabiliyor, adıyla seslenebiliyor. Sizin hoşunuza giden bu durum acaba çocuğun hoşuna gidiyor mu? Bu onun da tercihi mi?

Bu konu ülkemiz anneleri arasında da sık sık sosyal platformlarda tartışılan bir konu. Ne kadar paylaşılmalı, ne tip fotoğraf paylaşılmalı ya da paylaşılmamalı, ne kadarı çocuğun özel hayatının ihlali… Bunlar yanıtlanması zor sorular. Benim taktiğim; çocuğumun her anını sosyal medyaya koyarak aşırıya kaçmamak, sokakta paylaşmayacağım, çocuğumun büyüdüğünde görmekten utanacağı bir fotoğrafı paylaşmamak, çocuğuma kolayca ulaşılmasını sağlayacak bilgileri vermemek ve onun mahremine mümkün oldukça saygı göstermek. Daha çok beraber eğlenilen mutluluk anları… Bu kadarı bile gerekli olmayabilir ama insan da arada sırada da olsa çocuğunun şirinliklerini sosyal medyada paylaşmak istiyor.Öte yandan sapıklar ve kötü insanlar sokaklarda da var, dikkat edelim tabii ki ama çocuğumuzu sürekli her şeyden sakınarak da yaşayamayız sanki. Temkin ve özen önemli, Innocence in Danger’in dediği gibi “Akıllıca Paylaşmak” mühim.

Künye:
Reklam Ajansı: Glow, Berlin, Germany
Reklamveren: Innocence in Danger
Yaratıcı Yönetmen: Johannes Krempl
Reklamveren: Anthony Cliff
Yönetmen / Kamera: Svenja Müller, Liam Salzmann, Michael Jung
Kurgu: Liam Salzmann
Müzik:Edward Grieg
Oyuncu: Rebecca Wolf

Görsel: YouTube