Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Atıştırmalıklara Karşı Koyamayan İçimizdeki Canavarın Fotoğrafları

Atıştırmalıklara Karşı Koyamayan İçimizdeki Canavarın Fotoğrafları

James Ostrer'ın şekerli ve yağlı atıştırmalıklara karşı koyamayan içimizde gizli canavarı dışarı çıkardığı fotoğraf çalışması.

İngiliz sanatçı James Ostrer, annesiyle babası boşandıktan sonra abur cubur yiyeceklere bağımlı hale geldi. Babası onu ne zaman annesinin evinden alsa, dönüşte mutlaka McDonald’s’a uğrayıp bir şeyler atıştırıyorlardı. Bir süre sonra yağlı ve şekerli yiyecekler tüketmek, Ostrer’ın stresle başa çıkma mekanizmalarından biri haline geldi.

Wotsit All About” isimli fotoğraf serisi, sanatçının tatlı ve yağlı yiyeceklere olan düşkünlüğünü sanata çevirmesini sağladı. Grotesk bir biçimde “yedikleriniz siz demektir” diyen Ostrer’ın çalışmaları Londralı sanat galerisi Gazelli Art House tarafından Haziran 2014’te sergilendi. Ostrer, projede yer alan fotoğraflar için kendini ve arkadaşlarını donut, cupcake, şekerleme, dondurma külahı, ketçap, patates cipsi, çikolata ve hamburgerlerle kaplı heykellere dönüştürdü.

Sanatçı, 2 yıllık bir zaman zarfında hem proje hem de kendi ihtiyacı için bu zararlı atıştırmalıklara 8.000 dolardan daha fazla para harcadı. Fotoğraflar, Amerika’da her 3 yetişkinden 1’inde görülen obeziteye ve doktorların biyolojik olarak ilaç bağımlılığına benzettiği şeker bağımlılığına dikkat çekiyor. Ortaya çıkan tuhaf görüntüler, bir anlamda abur cubur yemekten vazgeçemeyenleri baştan çıkaran şeytanın ete kemiğe bürünmüş hali…

Ostrer, gerçekleştirdiği görsel keşfi abur cubur düşkünlüğünü tedavi etmek için uyguladığı bir terapi olarak nitelendiriyor. Ancak meditasyon olarak da adlandırdığı tedavi şekli fazla işe yaramamış olacak ki ortaya çıkan sanatsal atıştırmalık yığınının tadına bakmaktan kendisini alıkoyamamış.

Görsel: James Ostrer