Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Alışverişin Geleceği: Sanal Mankenler

Alışverişin Geleceği: Sanal Mankenler

Çok yakında sanal mankenlerin ve sanal deneme kabinlerinin gerçek mankenlerin yerini aldığını görebiliriz.

Erkek ve kadın mankenlerin online alışveriş siteleri için iki temel işlevi var: (1) Kıyafetin ya da aksesuarın kullanıldığında nasıl gözükeceğini göstermek ve (2) tüketici üzerinde “sen de bu kıyafet ile böyle güzel/yakışıklı gözükebilirsin” etkisini bırakmak, yani hayal satmak.


Tüketicilerin geçmiş zamanlara göre daha bilinçli ve seçici olduğunu kolayca söyleyebiliyoruz. Ancak birincil görevi “güzel gözükmek” olan mankenlerin ve üzerlerindeki kıyafetlerin, tüketicilerin hayal dünyasını renklendirmediğini ve satın alma dürtüsü yaratmadığını iddia etmek zor. Dolayısıyla hem fiziksel hem de online mağazalardaki manken kullanımının tüketim döngüsü içerisinde önemli bir rolü bulunuyor. Yine de manken kullanım yoğunluğunun, özellikle online alışveriş siteleri tarafında, önümüzdeki yıllarda azalabileceğine dair önemli göstergeler var ve bu gelişmeler sanal gerçeklik uygulamaları etrafında kendini gösteriyor.

Bu noktada e-ticaret şirketlerinin kısa vadede yapacakları teknolojik yatırımlar, hem yeni bir tüketici deneyimi yaratma, hem de giderleri azaltma yönünde önemli adımlara vesile olabilir. Bunun karşılığında ise yalnızca mankenlerin değil, fotoğrafçısı, ışıkçısı, grafikeri yani kocaman bir çalışan grubunun temposu (kazancı) azalabilir.

Tabi sanal gerçeklik ve sanal manken deneyimi tutacak olursa.

Gelecekte bol bol göreceğimizden emin olduğumuz ve bugünün mankenlerinin yerini alabilecek iki kullanım modelinden bahsedebiliriz:

•Sanal gerçeklik yardımı ile kıyafetleri gerçekte giymeden, kendi üzerimizde deneyebilmek
•Bilgisayar ortamında yaratılan sanal mankenlerin üzerine oturtulan kıyafetleri incelemek

“Tatlım, bu kıyafet sanki senin için dikilmiş, ölçüp de biçilmiş!”

İlk modelimizde kendimizin mankeni yine kendimiz oluyoruz. Tüketicinin yapması gereken mağazada aynanın karşısında ya da belki de odalarımızdaki webcam’ler yardımı ile istediğimiz kıyafeti istediğimiz renk ve ölçülerde üzerimizde denemek. Yani bu model için bir noktada “sanal deneme kabini” demek mümkün.

Örneğin Bodymetrics‘in geliştirdiği modelde Xbox Kinectler kullanılarak tüketicinin beden ölçüleri alınıyor (scan ediliyor) ve siz kendi kendinizin mankeni olarak farklı bir kıyafet deneme deneyimi yaşıyorsunuz. Tabi burada asıl fonksiyon doğru ölçülerde kıyafet satın almanın kolaylaşması. Aşağıdaki videolarda sırasıyla mağazada ve evdeki kullanımlaraörnekler gösterilmiş.

Fits.me ve Clothes Horse da Bodymetrics ile aynı gidiş yoluyla beden ölçüsü alarak alışveriş deneyimini farklılaştırmayı ve conversion’ı arttırırken (şüpheleri minimuma indirerek) ürün iadesini azaltmayı amaçlayan iş modellerine sahip.

ABD’nin ünlü perakende zinciri Macy’s’in 2010 yılında New York’ta Fashion’s Night Out’ta denediği sanal deneme kabinleri de bu türe bir örnek olarak gösterilebilir. Magic Fitting Room adı verilen uygulamanın ayrıca sosyal paylaşım tarafı da bulunuyordu. Hatta bu yüzden Macy’s bu projesini sosyal perakende diye isimlendirmişti.

2012 yılında Retail Week konferansında gerçekleşen Magic Mirror’da ise isminden de anlaşılacağı gibi sanal kıyafet deneyimi sunan sihirli bir ayna (!) karşısına geçirilentüketiciler, fiziksel olarak kıyafetlerini değiştirmeden kıyafet deniyorlardı.


ABD merkezli Tobi‘nin 2009 yılında denediği ancak şu anda aktif olmayan sanal kabin denemesi de tarihe not olarak düşmeli. Kullanımının fazla yayılmaması ve maliyetinin fazla olmasından dolayı iptal edilen Fashionista projesinde tüketiciden beklenen webcam’inin önüne geçmesi, flash destekli bilgisayara sahip olması ve uygulamanın çalışabilmesi için doğru noktalara hareket edilmesiydi. Geliştirici Zugara ise halen ilgilenen markalara bu hizmetini sunuyor.


Özetle bu modelin satıcılar açısından en önemli faydasının ürün iadelerini azaltma ihtimali olduğunu söyleyebiliriz. Tahmin edebileceğiniz gibi ürün iadelerinin gerçekleşmesinin en önemli sebeplerinden biri satın alan kişinin (bir araştırmaya göre yüzde 79’unun) ölçülerine uymamış olmasıdır.

“Ten rengini biraz açalım, turuncuyla da maviyi kombinleyelim!”

Kendi kendinizin sanal mankeni olmak istemiyor musunuz? O zaman ikinci yöntem gerçeğe yakın animasyon modeller üzerinden denemeler yapmak. Bu yöntemin en güzel tarafı ise farklı renk ve modeldeki parçaları hızlı bir şekilde bir araya getirerek (kombinleyerek!) zevke göre alışveriş deneyimini yaşamak. Satıcı açısından faydası ise gerçek mankenlerin ve onların etrafında koşturan prodüksiyon ekibinin maliyetinden kurtulmak ve sanal kabinlerdeki yüksek teknoloji giderinden de uzak durmak.

İlk çıktığında hobi amaçlı kullanılan ve küçük kız çocuklarının bez bebeklerini giydirme fikrinden yola çıkan ancak artık e-ticaret siteleri için özel olarak geliştirmeler yapan Looklet, sanal mankenler konusunda en öne duran uygulama diyebiliriz. Profesyonel ve gerçek modellerin özel fotoğraf çekimlerinin ardından farklı giysilerin farklı kombinasyonlarla mankenlere giydirilebildiği Looklet, seçeneği fazla olan ve kullanıcılarına birden fazla ürünü aynı paket içinde göndermeyi hedefleyen (yani bir noktada stil satan) online alışveriş sitelerinin kullanımı için anlamlı olabilir.
https://www.youtube.com/watch?v=A6Hnr7bZK_k
Looklet’in artık kullanılamıyor olmasına üzülenleri de Glamstorm ile tanıştırabiliriz. Looklet’in profesyonelliğinin epey gerisinde kalıyor ancak meraklıları idare edebilir.

Yine dönüşüm oranlarını, ziyaret başına düşen geliri ve ürün gösterimini arttırmayı hedefleyen My Virtual Model da sanal mankenler üzerinden kıyafet denenmesine izin veren bir uygulama. Online alışveriş siteleri için hizmet veren My Virtual Model’ı kullanan ve satışları arttıran birçok şirket var.

Gelecekte sanal mankenlerin kullanımının artması ve kendi kendimizin sanal mankeni olmamızın yaygınlaşması ile mankenlere, makyajcıya, ışık tutana, yönetmene, fotoğrafçıya gerek kalmayabilir. Her şeyin otomasyon olması ne kadar çekici gelir, orası tartışılır ancak günün sonunda e-ticaret sitesi sahipleri tüketiciye daha iyi hizmet vermek ve maliyetleri azaltmak adına sanal ortamın sağladığı olanaklardan daha fazla faydalanmak isteyebilir.

O noktada ise mankenlerin, menajerlerinin ve koca bir sektörün sanal manken dünyasına nasıl adapte olacaklarını ve farklılaşacaklarını düşünmeleri gerekiyor.